Ana Sayfa
2.Say� �ns�z
2.Say� ��indekiler
2.Say�daki Yazarlar
�lanlar & Duyurular
Tan�t�mlar & Konferanslar
MP3 format�nda
 
Sitede Yaz�lar�n�z�n Yay�nlanmasini �stiyor musunuz?
Bas�nda T�rk �slam Birli�i
 

Yazar

Ebubekir S�F�L

1960 tarihinde Kars'�n Sar�kam�� il�esinde d�nyaya geldi. 1980 y�l�nda Bas�n Yay�n Y�ksekokulu'na (�imdiki ad�yla �leti�im Fak�ltesi) girdi. 1984-85 ��retim y�l�nda bu okulun Gazetecilik ve Halkla �li�kiler B�l�m�'nden mezun oldu. 1989 y�l�ndan 1993 y�l� sonuna kadar T�rkiye Diyanet Vakf�'nda yay�n edit�rl��� yapt�. 1993-1996 aras� Y�z�nc� Y�l �niversitesi �lahiyat Fak�ltesi'nde (Van) ve 1998-1999 aras� Osmangazi �niversitesi �lahiyat Fak�ltesi'nde Ara�t�rma G�revlisi olarak �al��t�. �u anda ayn� fak�ltede Doktora yapmaktad�r. Halen Semerkand dergisinde her ay d�zenli olarak yazmaktad�r. 1999-2000 aras� Yeni Mesaj gazetesinde g�nl�k yaz�lar yazd�. 2000 y�l�ndan beri g�nl�k yaz�lar�n� Mill� Gazete'de devam ettirmektedir.

 

�SLAM D�NYASININ �RADE B�RL��� �HT�YACI

�u an, �u saat itibariyle d�nyada, aralar�nda asgari seviyede dahi olsa m��tereklik bulundu�unu fark edip de bunu "birlikte hareket etme" iradesine d�n��t�rmeyen t�zel ki�ilik ve kurumsal yap� neredeyse mevcut de�ildir. Bunun tek istisnas�, halk�n� M�sl�manlar'�n olu�turdu�u �lke ve devletlerdir.

"K�reselle�me" olgusunun rekabeti ortadan kald�ran ve zay�fa hayat hakk� tan�mayan dayatmalar� kar��s�nda ticaretten siyasete ve uluslar aras� ili�kilere kadar her sahada, niyet, ��kar ve/veya hedef zemininde birliktelikler kurulmakta, �irketler ve hatta devletler birle�mektedir.

�slam co�rafyas�, b�yle bir birlikteli�e hem �ok uygun, hem �ok muhta�t�r. Kendi gelece�i ad�na, d�nyan�n ve insanl���n gelece�i ad�na bu birliktelik, ertelenemez ve ihmal edilemez derecede aciliyet kesbetmi� durumdad�r.

Bu co�rafyan�n, tarih boyunca ya istikrar�n veya kaos ve karma�an�n merkezi olmas� elbette sebepsiz de�ildir. Yeralt� ve yer�st� kaynaklar�, insan potansiyeli, jeostratejik konumu ve din�/tarih� ge�mi�i bu co�rafyay� �nemli, hatta vazge�ilmez k�lan ba�l�ca hususlard�r.

�nsan ve tabiat kaynaklar� h�zla t�kenmekte olan Emperyalist Bat�'n�n (burada bu kelime co�raf� de�il k�lt�rel/din� bir kategoriyi anlatmaktad�r) olanca g�c�yle bu co�rafyaya y�klenmesi ve buralarda -domino ta�lar�yla oynar gibi- ard� ard�na devrimler ger�ekle�tirmesi sadece b�lgenin �nemini bir kere daha ortaya koymakla kalm�yor, ayn� zamanda bu gidi�i durduracak tedbirler �zerinde d���nmeye de sevk ediyor.

Osmanl� devleti y�zy�llar s�ren i� ve d�� m�dahaleler sonucunda y�k�ld�ktan sonra geriye kalan, irili-ufakl� birka� d�zine devlet oldu. Her biri kendi i�inde yap�sal sorunlar ya�ayan ve d�� d�nyayla ili�kisi "egemen(in)e itaat" d�zleminde �ekillenen bu devletlerin her biri tarihin bu kertesinde, "global el" taraf�ndan yeniden dizayn edilmek �zere s�ras�n� bekliyor.

Bunun tek istisnas� T�rkiye'dir. Hi�bir zaman s�m�rmemi� ve s�m�rge olmam�� bu topraklarda �slam d�nyas�n�n irade birlikteli�ini konu�mak, "tarih� devaml�l�k" ger�e�inin �n�m�ze koydu�u en b�y�k sorumluluktur.

Tarih� devaml�l�k, sadece bir�ok kamu kurumunun tabelas�nda kurulu� tarihinin 19. y�zy�l olarak i�aretlenmesi anlam�na gelmiyor. Hilafet'in TBMM'nin �ahs-� manevisinde m�ndemi� olmas� b�yle bir devaml�l���n hem garantisi, hem de zeminidir. Tepkilerin refleks halini ald��� bir ortamda bu hayat� konunun "�rtica" yaygaralar� aras�nda heba edilmemesi gerekir.

Hangi siyasal d���nceye ve ekole ba�l� olursak olal�m, �lke ve b�lge ger�e�i bizi bu meseleyi so�uk kanl� bir �ekilde ve her t�rl� ideolojik m�lahazan�n �tesinde bu konunun manevi anlam� konu�maya zorluyor.

Reel politik!... Evet, bu meseleyi ciddi anlamda g�ndem etmenin �n�ndeki birinci engel "genetik" al��kanl�klar�m�z� depre�tirmesi ise, ikinci engel de "reel politik"tir. Ne var ki �slam d�nyas�n�n irade birlikteli�inin "ham hayal" oldu�unu s�yleyen �evreler, tarih boyunca birbirinin kan�n� emerek beslenmi� ve nihayet ge�ti�imiz y�zy�lda alt�na imza att��� iki d�nya sava��yla bu �zelli�ini per�inlemi� Avrupa �lkelerinin, yar�m y�zy�lda AB tabelas�yla k�resel bir g�� olu�turma s�recine nas�l geldi�ini izah edebilirler mi acaba?!

Sonu� olarak gerek k�resel geli�meler, gerekse i�inde ya�ad���m�z ve tarih�, din�, k�lt�rel, b�lgesel. aidiyetlerle kopmaz bi�imde ba�l� oldu�umuz b�lge, tarihin bu kertesinde bizi kendi ger�ekli�imizle bir kere daha y�zle�meye �a��r�yor.

Bu noktada yapaca��m�z tarih� tercih, hem bizim, hem de tarihsel ve k�lt�rel olarak h�l� "hinterland"�m�z olan "�evremiz" i�in hayat� bir �nem ta��maktad�r. Ya kendi asl� kodlar�m�zla bulu�acak ve b�ylece "tarihe maruz kalan" nesne de�il, "tarihi yapan/yazan" �zne olarak d�nyaya insan merkezli medeniyeti yeniden hediye edece�iz, ya da yabanc�la�may� benimsemi�, ancak ger�ek anlamda ne kendisi ne de "�teki" olabilmi� bir toplum olarak din�, k�lt�rel, siyasal ve ekonomik k�resel tsunamilere maruz bir b�lge olarak ayakta kalma m�cadelesi vermeye devam edece�iz.

e-mail: [email protected]